Reputation : 100 Puanın : Mesaj Sayısı : 1051 Kayıt tarihi : 20/03/09 Yaş : 30 Nerden : uzayDan... :p Lakap : acıLı şekeR..;)
Konu: Gripin grubu Paz Nis. 12, 2009 5:36 pm
Gripin’i nasıl bilirsiniz? Bu röportajda bambaşka bir Gripin göreceksiniz.
Elemanları ve müziğiyle samimi biraz daha kalabalığa hitap etmeyi planlayan müzik tarzıyla Gripin son albümüyle bir süredir aramızda. Hayırlı olsun vatana millete!
Yahu Gripin ne kadar güzel bir grupmuş! Teker teker bütün elemanları; dört kişi o kadar komik tatlı güzel utangaç ve şaşkınlardı ki tanıdıktan sonra gidip albümlerini aldım.
Onları tanımadan önce etrafta duyduğum şarkılarını dinleyip röportajlarını yaparım yazarım geçer gider diye düşünmüştüm. Ama tanıdıktan sonra gidip aldım. Daha çok TV programına katılırlarsa sunucudan fırsat bulup kendilerini ifade edebilir siz de onları biraz olsun tanıyabilirseniz eminim siz de gidip alırsınız.
'Böyle Kahpedir Dünya' şarkılarını ilk dinlediğimde "Amaan yine artistlik yapmış birileri" demiştim. Gripin olduğunu bilmiyordum şarkıyı söyleyenlerin. Ama dün geceden beri aynı şarkıyı başa ala ala dinleyip duruyorum. Çünkü samimiyetlerine güvendim.
"Albümden sonra duruşunuzda bir artistleşme oldu mu" dedim "İnsanız biz de olmuştur elbette ama aynı hayatımıza devam ediyoruz biz yani bunu fark edemeyiz belki kendimize güvenimiz biraz daha artmıştır" dediler.
Aralarında en büyükleri solist Birol ve davulcu İlker. Onlara da büyük dediğime bakmayın; en büyükleri 78'li. Memo'dan sonra benim erkek çocuk sevgim bir garip oldu. Onlar konuşurken gözlerim yaşarıp durdu. Ortam loştu belli olmadı. Sanki Memo arkadaşlarıyla grup kurmuş albüm yapmışlar ben de röportaja gitmişim gibi hissettim. Ne sinir değil mi?
Gripin’i nasıl bilirsiniz? Bu röportajda bambaşka bir Gripin göreceksiniz.
Hepsi okumuş etmiş çocuklar. Gitarist Murat 81'li. İç mimar. Mesleğini müzikle birlikte devam ettiriyor. Levent'li. İlk kez gitara heves ettiğinde ortaokuldaymış televizyonda gitar çalanları görmüş çok özenmiş kendine kartondan bir gitar kesmiş ona teller çizmiş kalemle. Sonra akşam babası gelmiş eve. "Oğluma kartondan gitar çalıyor dedirtmem!' diye ünledi mi?" "Aynen öyle hehhheh... Gidip flamenko gitar aldı Allah'tan sonradan kurtardım kendimi Flamenko'dan."
Hepsinin müziğe başlama sebeplerinin arasında kız tavlamak var. Ama elbette asıl sebep o değil. Kimse zaten aslı bir sebep verebilir mi yaptığı işle ilgili? (Finans konuları hariç.) Arda 26 yaşında. Kimya okuyor. O da Levent'te büyümüş.
12-13 yaşlarında Milli Takım'la birlikte Almanya'da yarışlara katılmaya gidip Haribo yarışlarına katılmışlar (Arda böyle sevimli bir tip bir an yanlış anlayıp takma adını Haribo sandım davulcu İlker oradan benim taklidimi yaparak Arda'ya dönüp: "Aaa siz Haribo musunuz hayranınızım" dedi Murat da Haribo yürüyüşü taklidi yaptı).
"Bize bu yüzme müsabakalarında ufak bir harcırah verirlerdi. Bütün arkadaşlar gidip kendilerine çikolatalar alırdı ben o paraları harcamayıp biriktirdim. Türkiye'ye dönünce babam da üstüne para koyup bana bir klavye aldık. Piyano tonunun sevdasına başladım klavyeye."
Genellikle gruplarda bir cevval sözcü vardır o da solisttir. Birol öyle değil. Sadece soliste soru sorulmasından çok rahatsız oluyor utanıyor nifak sokmak gibi buluyor bu tavrı. İşletme mastırı yapıyor. O da ortaokulda başlamış şarkı söylemeye. Sesi çok çirkinmiş o zamanlar. Ama besteler yapıyormuş ufak tefek sözler yazıyormuş. "Ben de ortaokulda kız tavlamak için gitar tıngırdatarak başladım" dedi.
Sonra yarışmalar festivaller. O da Arda'nın komşusu. Birlikte çalışmaya başlamışlar. Aslında Gripin'i şu anda askerde olan Evren'le Birol kurmuş. Sonra Evren evlenmiş kendi isteğiyle askere gitmiş. "Aslında bir süre daha gitmeyebilirdi vakti vardı" dediler.
İlker 27 yaşında. Finans üzerine yüksek lisans yapıyor. O da ortaokulda başlamış müziğe. Okuldan arkadaşları grup kuruyorlarmış solisti varmış grubun "Gitar çalayım" demiş "Var" demişler. "Bas çalayım abi" demiş ama o da varmış. En son "Davul eksik sen davul çal" demişler İlker'e.
1999'da pazar günleri sadece müzik yapmak için bir araya gelirlerken bir süre sonra "Acaba albüm filan mı yapsak" demeye başlamışlar ufak ufak. Uzun süre Beyoğlu Bronx'ta çalmışlar. Seyirciler çok severmiş onları.
İlk albümleri 'Hikâyeler Anlatıldı' 2004'te çıkmış. Aradan onların "olmaması gereken uzunlukta bir vakit geçtikten sonra" dedikleri üç yılın sonunda (Çünkü dediler ki çok grup varmış ellerini çabuk tutmaları gerekirmiş unutulurmuş yoksa) 'Gripin' adlı ikinci ve bu röportajı yapma sebebimiz olan albümleri çıktı.
İkinci albümleri olmasına rağmen grubun ismini vermişler albüme. Genelde ilk albümde görmeye alıştığımız bu tavra ikincide rastlamamızın sebebi çok içlerine sinmesi "Bu albüm Gripin'in ta kendisidir" demeleri. Bu son albümde elektronik müziğe daha bir yakınlaşmışlar.
Albümde Emre Aydın Manga'dan Ferman ve Pamela ile düet yapmışlar. İlk albümlerinde de Vega'dan Deniz'le yapmışlardı üçüncü albümde tekrar onunla yapmaları için söz aldık. Şarkıların temaları genellikle aşk.
Ferman Akgül'le söyledikleri 'Baba Mesleği' politik ve sokak ağzıyla konuşan bir şarkı. Bir de 'Böyle Kahpedir Dünya'da da nispeten sosyal konular işlemişler. Ama şimdiye kadar albümlerinde çıkan 22 şarkının 20'si aşk üzerine. Birol hep terk edilme üzerine yazmış.
"E şimdi ünlü oldun ya kızlar seni terk etmezse?" diye sorunca Birol'a Murat oradan sesleniyor: "Biz ne yapar yapar terk ettiririz!" "Sizin albüm için hep romantizmin ilacı acılı kalpleri iyileştirir bilmemne gibi şeyler dendi.
Bu sizin basın bülteninde mi var?" Birol: "Hayır ilaç gibi filan olması çok kötü. Böyle dendi mi bizle ne alakası var oluyoruz." Murat: "Müziğimizin öyle ağrı kesen bir tarafı filan yok." İlker: "Aksine acıları körükler."
MP3'ler yüzünden hiçbir plak şirketinin albüm yapmak istemediğini ama Sony ile zorlanmadıklarını hemen albümü yaptıklarını söylediler. Klip de çekmişler. "Bizim tarz müzik yapanlar özellikle albüm almayıp internetten indiriyor.
Yurtdışında internet polisleri var telif haklarını çok sıkı denetliyorlar sistemi kurmuşlar. Bizde sistemin oturacağına inanmıyoruz. Değişmesi gereken ne değişir ki sizce?" diyorlar.
Artık plak şirketleri ufak ufak konserlerden yüzde alarak çalışmaya başlayacaklarmış. "Çünkü hiç satmıyor albümler. Bu gidişle yeni gruplara hiç albüm çıkarmazlar ki" diyerek yabancı şarkıların sadece Türkiye'de albümlerini bulamadıklarını indirdiklerinin altını çiziyorlar.
Sahnede söyledikleri (yabancı cover şarkılar da dahil) şarkıların telif haklarını ödeyen bir tek gece kulübü gördüklerini onun da Babylon olduğunu söylediler. "Galiba başka da yok. Bütün kulüpler böyle davransa keşke" dediler. Konserden önce hangi şarkıları söyleyeceklerini bir forma yazıyorlarmış kulüp de daha sonra telif ücretlerini yolluyormuş.
Gripin ismini de bir gece vakti Evren'le Birol Zincirlikuyu'dan geçerken bir binanın tepesinde kocaman 'Gripin' reklamını görmüşler ve "Aa komik olur gel grubun adı bu olsun" demişler.
13 Nisan'da İstanbul konserlerinden sonra turneye çıkacaklar. İstanbul seyircisinin eleştirel gözle baktığını Anadolu turnelerinde daha iyi niyetli dinlendiğini söylediler. En çok da Adana Samsun Eskişehir rock dinleyicisinin şahane olduğunu söylediler.
İşte böyle; elemanları ve müziğiyle samimi biraz daha kalabalığa hitap etmeyi planlayan müzik tarzıyla Gripin son albümüyle bir süredir aramızda. Hayırlı olsun vatana millete!